Zihnin Tuhaf Dansı
İnsan zihnin labirentlerinde dolaşırken keşfeder anılarla dolu odaları. Zamanla yıpranan, değişen ve bazen tamamen yeniden şekillenen odalarda özellikle acı duyduğu anıları yeniden işler zaman. Bu süreç bazen anıların doğruluğunu sorgulamamıza neden olsa bile, iyi bir yalan; söyleyenin gerçekten inandığı yalandır nihayetinde.
Peki, neden böyle olur? Zihnin doğal bir savunma mekanizması mıdır bu? Acıyı hafifletmek, dayanma gücümüzü artırmak ve hatta acıya alışmak için midir ki?
Acının körelmesi böyle oluyor demek. Ancak bazen gerçeklikle çelişen anılar da yaratıyor bu süreç. Gerçekliği sorgulanmak bile istenmeyen anılar… Gerçek ama doğru olmayan anılar…
Bu tuhaf dansın bir sonucu olarak, insanlar zamanla geçmişleri hakkında farklı hikayeler anlatmaya başlıyor. Anılar arasındaki uyumsuzluklar ortaya çıkıyor zamanla. Acaba gerçekten yaşanan bu muydu? Gerçeklikle anılar arasındaki farklılığın insanın içsel dünyasında oluşturduğu bu karmaşa, yaş aldıkça geçmişi yeniden yorumlama sürecine iter insanı. Anıların izinde dolaşırken zihnin yaptığı bu tuhaf dans kişisel gelişimcilerin çok sevdiği o içsel yolculuğun tam da karşılığıdır aslında..